MÜSİAD KIRSAL KALKINMA VE TARIMIN GELECEĞİ
SAYFA 177 T ürkiye’nin hayvancılık sektörü içinde kanatlı et sektörü, en gelişmiş ve rekabet potansiyeli en yüksek olan sektördür. Kanatlı hayvancılık sektörü tavukçuluk özelinde 1930’lu yıllarda Ankara’da, Merkez Tavukçuluk Enstitüsü’nün kurulmasıyla başlamıştır. 1950’li yıllarda köy tavukçuluğunun geliştirilmesi için çalışmalar yürütülmüştür. 1970 ve 1980’li yıllarda modern tavukçuluğun gelişmesi için üretim ve araştırma kurumları kurulmuş; uygulamaya konulan Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu ve yem desteği sayesinde modern üretim tesislerinin kurulması teşvik edilmiştir. Bu dönemde entegre tesislerin artması ve sözleşmeli üretimin başlamasıyla önemli bir yapısal değişime gidilmiştir. 1990’lı yıllarda sektöre yapılan yatırımlarla modern üretim tesislerinin sayısı ve üretim kapasitesi hızla artmış, yüksek standartta üretim yaygınlaşmıştır. 2000’li yıllarda yatırımlar sürdürülerek, Avrupa standartlarında üretim yaygınlaşmıştır. Buna rağmen sektörde önemli sorunlar da mevcuttur. Türkiye’de modern tavukçuluğun temeli Cumhuriyetin kuruluşundan sonra atılmış ve özellikle 1960’lı yıllardan sonra hızlı bir gelişme sağlanmıştır. Bugün ülkemizde tavuk yetiştiriciliği başarıyla yapılabilmektedir. Türkiye’de tavuk yetiştiriciliği ticari hibrit tavukçuluğu ve köy tavukçuluğu olmak üzere iki büyük kesimden oluşmaktadır. Ticari hibrit tavukçuluğu, genellikle büyük işletmelerde ve büyük işletmelerle entegre, orta ve küçük işletmelerle yapılır. Köy tavukçuluğu ise genellikle aile tavukçuluğu şeklinde gerçekleştirilir. Dolayısıyla her iki tip tavukçuluğun da genetik ıslah stratejilerinde önemli farklılıklar vardır. Genetik ıslah çalışmaları, ıslah sürülerinde ya da ıslah işletmelerinde elde edilen genetik değişimler ve ilerlemeler, popülasyonun diğer kademelerine erkek-dişi damızlıklar ve kuluçkalık yumurta v.b. biçimde aktarılır. Bunun sonucu olarak da sınırlı sayıdaki bireylerden oluşan elit sürülerde yapılan ıslahın genetik sonuçlarının aşamalı olarak bütün popülasyona ve üretime yansıması sağlanmış olur. Bununla birlikte Türkiye ticari hibrit tavukçuluğunda, damızlık-ıslah işletmeleri kademesi yokluğu ya da yetersizliği, dışa bağımlılığın artarak sürdürülmesinde temel konudur (Mutaf, 2007). Türkiye’de ise tavuk yetiştiriciliğinde hibrit üretimine yönelik çalışmalar, “üniversite-TKB” iş birliği ile 1960’lı yıllarda başlamış ancak istenen gelişme sağlanamamıştır. Ülkenin mevcut konumu gözetildiğinde tavuk yetiştiriciliğinde de bir yandan evrensel bilgi ve teknolojiden yararlanılabilen, bir yandan da katkıda bulunabilecek bir genetik ıslah stratejisinin benimsetilmesi ve izlenmesi gerekmektedir. Hibrit yetiştiriciliği kanatlı sektöründe yaygın olup ırklar arası melezleme ile başlamış ve daha sonra hatlar arası melezlemeye geçilmiştir. Örneğin yumurta verimi, cinsi, olgunluk yaşı ve yumurta ağırlığı yönünden seleksiyona tabi tutulan çok sayıda sürüde, öz veya üvey kardeşleri çiftleştirerek akraba hatlar oluşturulur. Bu akraba hatlar tüm kombinasyonlarda melezlenerek, melez azmanlığı yakalanmaya çalışılır. Hatlardan bazıları yeterli döl vermediğinde elden çıkar. Ayrıca az sayıda hat kullanıldığında melez azmanlığı yakalanamayabilir. Bu nedenle çok sayıda hat geliştirilir. Örneğin 30 hat geliştirildiğinde bunların 20’sinde döl verimi yeterli olursa 380 kombinasyon söz konusudur. Bu ise çok miktarda sermaye, bilgi ve fiziksel altyapı ihtiyacı demektir. Yüksek kombinasyon yeteneğine sahip hatlar geliştirmede, tek taraflı ve iki taraflı seleksiyon kullanılabilir. Endüstriyel tavukçuluğun verimlilik yönünden vazgeçilmez bir öğesi olan hibrit üretimi, Saf Anaç (SA), Büyük Anaç (BA) ve Anaç(A) aşamalarından oluşur. KIRSAL KALKINMA VE TARIMIN GELECEĞI RAPORU - 2021
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=