MÜSİAD KIRSAL KALKINMA VE TARIMIN GELECEĞİ

SAYFA 187 D ünya nüfusu artışı, artan ekonomik gelirler ve buna bağlı değişen yaşam tercihleri; önümüzdeki on yıllarda besleyici ve sağlıklı gıdaya yönelik küresel talebi önemli ölçüde artıracaktır. Artan dünya nüfusuna karşılık protein açığı her geçen gün büyümekte ve yeterince karşılanamamaktadır. Bundan dolayı hem normal hem de dondurulmuş su ürünlerinin önemi giderek artmaktadır. Beslenmede değerli bir protein kaynağı olan su ürünlerinin işlenmesi, depolanması ve pazarlanmasında kalitenin güvenilir bir şekilde korunması büyük önem taşımaktadır. Su ürünleri sektörü; gıda ve imalat sanayi, sağlık, çevre, turizm ve ulaştırma sektörleri ile doğrudan veya dolaylı ilişkisi nedeniyle ayrı bir ekonomik anlam taşımaktadır. Üretimden pazarlamaya istihdam yaratması, besin olarak bir başka eş değerinin olmaması ve katma değer oluşturacak şekilde işlendiğinde ihracat olanaklarının artması, su ürünleri sektörünün önemini daha da artırmaktadır. Dünyada deniz ve iç su avcılığı toplamüretimi son yıllarda 90 milyon ton seviyelerindedir. Su ürünleri yetiştiricilik üretimi sürekli olarak artmaktadır. Dünya su ürünleri üretimi 2017 yılında 172.7 milyon ton olarak gerçekleşmiş; bu üretimin 92.5 milyon tonu (yüzde 53.6) avcılıktan, 80.1 milyon tonu (yüzde 46,4) yetiştiricilikten elde edilmiştir. Su ürünleri sektöründe çıkan ürünlerin yüzde 88’i gıda endüstrisinde kullanılmaktadır. Geriye kalan yüzde 12’si ise balık yemi, balık unu ve balık yağı kullanımı da dâhil olmak üzere gıda dışı sektörlerde işlenip kullanılmaktadır. Su ürünleri yetiştiriciliği, insan tüketimine yönelik su ürünleri tedariki açısından, sürekli ve istikrarlı bir büyüme göstermektedir. Dünyada kişi başı su ürünleri tüketimi 16.3 kg/yıl olarak gerçekleşmekte olup, bu oran gelişmiş ülkelerde 23.8 kg/yıl iken gelişmekte olan ülkelerde 14.3 kg/ yıldır. Dünyadaki su ürünleri tüketiminin yüzde 48’i taze, yüzde 26’sı dondurulmuş, yüzde 15’i ise konserve olarak gerçekleşmektedir. Dünya su ürünleri ticaretinde en önemli ithalatçı ülkeler; ABD, Japonya, İspanya, Fransa ve İtalya’dır. En önemli ihracatçı ülkeler ise; Çin, Norveç ve Danimarka’dır. Dünyada en fazla dış ticarete konu olan su ürünleri karides, ton ve somondur. Türkiye, uzun sahil şeridi (8.333 km), yaygın iç sular ve nehir sistemleri sebebiyle önemli ölçü de balıkçılık kaynaklarına sahiptir. Fakat bu su bölgeleri ekolojik, coğrafik, jeomorfolojik, meteorolojik özellikleri bakımından birbirinden farklılık göstermektedir. Bu değişiklik balıkçılık açısından değerlendirildiğinde tür çeşitlilik ve bolluğa yansımaktadır. Türkiye’nin yıllık su ürünleri üretimi, avcılık üretimindeki dalgalanmanın etkisiyle yıllara göre değişmekte olup, 2010-2018 yılları arasında yıllık 537-704 bin ton su ürünleri üretilmiştir. Dünya üretimine benzer şekilde; Türkiye’nin su ürünleri yetiştiricilik üretimi artmaya devam etmekte ve toplam üretim içerisinde yetiştiriciliğin payı yükselmektedir. Türkiye’de su ürünleri üretimi 2018 yılında 628 bin 631 ton olarak gerçekleşmiş, üretimin yüzde 35.3’ünü deniz balıkları, yüzde 9.9’unu diğer deniz ürünleri, yüzde 4.8’ini iç su ürünleri ve yüzde 50’sini yetiştiricilik ürünleri oluşturmuştur. Avcılıkla yapılan üretim 314.094 ton olurken, yetiştiricilik üretimi ise 314 bin 537 ton olarak gerçekleşmiştir., Üretim rakamları incelendiğinde Türkiye genelinde denizlerde avcılığı yapılan balık türlerinin büyük kısmını hamsi, sardalya, istavrit, palamut ve çaça gibi türlerin oluşturduğu görülmektedir. 2000 yılından sonraki dönemde yıllık deniz balıkları avcılığı üretiminin çok büyük bir kısmını (yüzde 40-75) hamsi avcılığı oluşturmuştur. Su ürünleri sektörü; gıda ve imalat sanayi, sağlık, çevre, turizm ve ulaştırma sektörleri ile doğrudan veya dolaylı ilişkisi nedeniyle ayrı bir ekonomik anlam taşımaktadır. KIRSAL KALKINMA VE TARIMIN GELECEĞI RAPORU - 2021

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=