MÜSİAD KIRSAL KALKINMA VE TARIMIN GELECEĞİ

SAYFA 243 T arım ürünlerinin yetiştirilmesinde çiftçiler; toprak, emek, sermaye (traktörler ve diğer makineler vb.), tohum, gübre ve zirai ilaç gibi diğer girdileri kullanırlar. Günümüzde bitkisel/hayvansal üretimin büyük bir çoğunluğu ve gıda ürünlerinin üretimi çok uluslu şirketlerin kontrolü altındadır. Bu durum, beraberinde birçok sorunun ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Gıda sanayinde kullanılan hammaddelerin temelini daha çok tarımsal girdiler oluşturmaktadır. Bu nedenle tarım sektörü günümüzde en stratejik alanlardan birisidir ve güvenilir gıdaya erişmemizin ana bileşenidir. Ancak girdi maliyetlerindeki artış temel tüketim maddelerinin fiyatlarında yükselmeye sebep olmakta ve beraberinde yetersiz/dengesiz beslenmenin ana nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. Tarımda geleneksel üretim yöntemlerinin sınırlarına ulaşmasıyla birlikte birim alanlardan daha fazla ürün elde etme arayışları ve lojistik sektöründeki gelişmelerle, gıda tedarikinde de artış aynı yönde gerçekleşmektedir. Ancak dünya nüfusundaki artışla birlikte geleneksel tarım ürünlerine alternatif seçeneklerin artırılması ve gelecekte yaşanabilecek gıda teminindeki sorunların nasıl aşılabileceğinin araştırılması gerekmektedir. Birleşmiş Milletler (BM), dünyadaki nüfusun yeterli ve dengeli beslenebilmesi için gıda üretiminin 2050 yılına kadar yüzde 70 oranında artırılması gerektiğini öngörmektedir. Bunu sağlamanın ve gerçekleştirmenin tek bir yolu yoktur ancak bu durum beslenme şeklimizi oldukça değiştirebilecek inovatif fikirleri de harekete geçirmektedir. Alman Dünya Nüfusu Vakfı’nın (DSW) verilerine göre; 2020 yılında 82.3 milyon artan dünya nüfusu 2021’e 7 milyar 837 milyon kişiyle giriyor. İstatistikler, dünyadaki insan sayısının her saniye 2.6 kişi arttığını gösteriyor. 2023 yılına kadar dünya nüfusunun 8 milyarı aşması bekleniyor (DW, 2021) ve 2050 yılına kadar bu sayının 9 milyarı aşacağı tahmin ediliyor. Her dokuz kişiden biri hâlâ sağlıklı beslenme için yeterli gıdayı bulamazken, hızla artan orta sınıf nüfusunun 2030 yılında 4.9 milyara ulaşması bekleniyor. Tüm bu sorunlar göz önünde bulundurulduğunda, 9 milyardan fazla olması beklenen dünya nüfusu için gıda üretimini, tedarikini ve beslenmeyi nasıl geliştirebileceğimizi belirlemeliyiz. İnovatif gıda ürünleri geliştirme konusunda yol kat eden ülkeler incelendiğinde; küresel girişimcilik endeksi, inovasyon kapasitesi, üniversite-sanayi iş birlikleri, Ar-Ge harcamaları, risk sermayesi yatırımları, tarım üreticisi desteği ve her bin çalışan içindeki araştırmacı sayısı gibi başlıklarda hazırlıklarını tamamladıkları görülmektedir. Tüketicilerin beklentilerine yönelik sosyal, çevresel ve ahlaki standartlara uygun kaliteli ürün üreten veya üretilmesine katkı sağlayan teknolojilere yatırımın yol haritası ise bilgi, finans, verimlilik, izlenebilirlik ve yönetişim konularında ekosistemlerin geliştirilmesiyle şekillenmektedir. Haber başlıkları ve raporlar incelendiğinde, yakın gelecekte laboratuvar ortamlarında yetiştirilen et ve ürünlerinin, protein açısından zengin çıtır böcekler ile bitkisel ürünlerin artacağı, bitki fabrikası olarak adlandırılan kapalı dikey çiftliklerde taze yeşilliklerin ve sebzelerin yetiştirilmesinin yaygınlaşacağı, talep üzerine kişiselleştirilmiş yemekler hazırlayan ve servis eden robot şeflerin kullanılmaya başlanacağı görülmektedir. Girdi maliyetlerindeki artış, temel tüketim maddelerinin fiyatlarında yükselmeye sebep olmakta ve beraberinde yetersiz/dengesiz beslenmenin ana nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. KIRSAL KALKINMA VE TARIMIN GELECEĞI RAPORU - 2021

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=