MÜSİAD KIRSAL KALKINMA VE TARIMIN GELECEĞİ
SAYFA 263 KIRSAL KALKINMA VE TARIMIN GELECEĞI RAPORU - 2021 Tarımda girdi ve teknolojilerin yoğun kullanımı üretim ve verimlilikte artış sağlarken, erozyon, yer altı ve yer altı sularının kirlenmesi, doğal kaynakların aşırı kullanımı gibi çeşitli çevre sorunlarına neden olmaktadır. Her yıl 1.3 milyar ton gıda kaybolmakta veya israf edilmekte olup, dünya çapında 815 milyon insanı beslemek için kullanılabilecek 2.6 trilyon ABD dolarlık bir kayıp oluşmaktadır. Bu kaybın da yüzde 40 - 50’sini meyve ve sebzeler oluşturmaktadır (Kumar vd., 2021). Ek olarak, çoğu ülkede, gıda ürünlerinin yaklaşık yüzde 30’unun tedarik zinciri boyunca israf edildiği bilinmektedir. Bu israfın büyük bir kısmı nihai tüketicide oluşsa da bu israfa perakende ve gıda hizmeti endüstrisi de önemli ölçüde katkıda bulunmaktadır (Akkerman vd., 2010). Örneğin tarımsal ürünlerin yaklaşık yüzde 14’ü, hasattan sonra nakliye ve depolama sırasında kaybolmaktadır. Günümüzde şirketler, gıda israfını azaltmak ve tüketicilerin gereksinimlerini karşılayabilmek için giderek yaygınlaşan bir şekilde, nesnelerin interneti (IoT), blok zinciri (blockchain), büyük veri, veri analitiği, bulut bilişim ve yapay zekâ teknolojileriyle veri odaklı ve dijital tedarik zincirine doğru yönelmektedir. Tarımsal tedarik zinciri operasyonları gerçek zamanlı bilgi paylaşımını ve bilgi toplanmasını sağlayarak nesnelerin interneti ve kablosuz sensör teknolojilerinin de desteğiyle arz-talep farkını azaltarak, gıda kalitesi ve güvenliğiyle ilgili kritik konulara çözüm üretebilecektir. İlaveten, tedarik zincirinde üretilen büyük verilerin analiz edilmesiyle çiftçilerin ve kuruluşların kendilerine birçok alanda yardımcı olacak öngörülerde bulunabilmelerini sağlayacak ve böylece veriye dayalı karar verme yoluyla üretkenliğin artırılması mümkün olabilecektir (Sharma vd., 2020). Ayrıca tarımsal üretimin önemli bir aşaması olan ve günümüzde çoğunlukla elle yapılan meyve hasadı için robotik ve otonom sistemler (RAS) kullanma yöntemleri araştırılmış, robotları kapalı ortamlarda hareket ettirmenin daha kolay olduğu seralar için robotik ve otonom sistemler ile hasat uygulamaları geliştirilmiştir. Bu operasyonlarda robotik ve otonom sistemlerin kullanımının artarak, gelecekteki hasat operasyonlarının yüzde 20’sinde kullanılması öngörülmektedir. Bu teknolojik gelişmelerin tarımsal tedarik zincirinde benimsenmesinde sosyo-ekonomik zorlukların ortaya çıkması öngörülmektedir. Fakat tarımsal tedarik zincirinde yeni teknolojiden maksimum fayda sağlanabilmesi için sosyal, etik ve teknolojik olarak bu geçişe olan ihtiyacın paydaşlara açıklanması gerekmektedir. Bu teknolojilerin tarımsal tedarik zincirinde benimsenmesi ve paydaşlar tarafından kabul edilmesi uzun yıllar sürecek gibi görünmektedir. Tedarik zincirinde sürdürülebilirliğin gelişimi; devlet teşvik ve ceza mekanizmaları, gıda kalite kontrol politikaları, gıda güvenliği kontrol eylemleri ve hükümet düzenlemeleri ile sistemler, hükümetler ve uluslararası kuruluşlar tarafından teşvik edilen düzenleyici etkilerden ve desteklerden önemli ölçüde etkilenebilir. Sürdürülebilir tarımsal tedarik zincirinde küresel sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi için küçük çaplı çiftçilerin katılımının teşvik edilmesi, gıda güvenliği ve kalitesinin kontrol edilebilmesi için yeterli standartların belirlenmesi ile tarımda sanayileşme ve yönetimin geliştirilmesi önemli bir rol oynamaktadır. Sürdürülebilirlik, ekonomik performans, sosyal performans ve çevresel performans boyutlarıyla faaliyetlerin dengeli bir biçimde yürütülmesini hedefler.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=