MÜSİAD KIRSAL KALKINMA VE TARIMIN GELECEĞİ
SAYFA 279 genetik mühendisliği yöntemleri ile geliştirilen bitki ve hayvan çeşitleri gelmektedir ki bunlar da genetiği değiştirilmiş (GM) organizmalar olarak anılmaktadır. İlk genetiği değiştirilmiş bitki türleri 1980’li yıllardan itibaren geliştirilmiş olunup, ABD’de 1996’dan bu yana ticari olarak üretilmektedir (James, 1997). Ticari olarak üretilen GM bitki çeşitleri hayvan besini, gıda, endüstriyel ham madde olarak kullanılmaktadır. Genetik mühendisliği ile üretilen GM tarımsal bitkilerin ticarileşmesinin yaklaşık 20 yıl sonrasında bu tarımsal bitkiler beş sanayileşmiş ve 24 gelişmekte olan ülkede 190.4 milyon hektar alanda üretilmektedir (ISAAA, 2019). 2019 rakamlarına göre ticari GM bitki üretiminde ABD (71.5 milyon hektar), Brezilya (52.8 milyon hektar), Arjantin (24 milyon hektar), Kanada (12.5 milyon hektar), Hindistan (11.9 milyon hektar) en fazla üretim alanına sahip ülkelerdir. GM bitkilerin ekimi gerçekleştirilen bu 29 ülke dışında 43 ülke, bu ürünleri kendileri yetiştirmemelerine rağmen gıda, hayvan besini ve endüstriyel bitki olarak kullanılmak üzere ithal etmektedir (ISSAA, 2019). GM bitkilerden dünya çapında ticari olarak en çok üretilenler soya fasülyesi, mısır, pamuk ve alfa alfa olmakla birlikte daha düşük miktarda da kanola, şeker pancarı, elma, kabak ve papaya gibi bitkiler de yetiştirilmektedir. 2019 yılı rakamlarına göre dünya çapında üretilen toplam pamuğun yüzde 79’u, soya fasülyesinin yüzde 74’ü, mısırın yüzde 31’i ve kanolanın yüzde 29’u GM çeşitlerdir (ISSAA., 2019). Erken dönemde geliştirilen GM tarımsal bitkiler ki bu bitkiler hala en fazla üretim oranlarına sahip olup böceğe dayanıklılık, viral hastalıklara dayanıklılık ve herbisit direnci gibi birinci nesil özellikler için genetik değişiklikler içermektedirler. Dünya çapında en çok üretilen GM bitki çeşitleri soya fasülyesi, mısır ve pamuk olup sırası ile toplam GM bitki üretiminin yaklaşık yüzde 49, yüzde 32 ve yüzde 13.5’ini kapsamaktadırlar (ISSAA., 2019). Üretilen GM soya fasülyesi, mısır ve pamukta en yaygın çeşitler herbisit direnci ve böcek direnci özelliklerini içeren ya da her iki özelliğe de sahip olan çeşitlerdir. Yapılan yeni çalışmalarda gerek bu en çok üretilen soya fasülyesi, mısır ve pamuk gibi ürünler ve diğer tarımsal bitkilerde birincil jenerasyon GM özellikleri dışında değişişen iklim koşullarında sürdürülebilir üretimin devamını sağlamak adına çevresel stres koşullarına direnç, fotosentetik verim, mineral kullanım kapasitesinin artırılması; kalite özellikleri ve kimyasal içereklerinin iyileştirilmesine yönelik ikinci jenerasyon özelliklerin ıslahına yönelik çalışmalar gerçekleştirilmektedir. Bu ikincil GM özelliklerini içeren tarımsal bitkiler de hâlihazırda ticarileşmiş olup, yüksek omega 3 yağ içeren kanola çeşidi ve besi hayvanlarının daha kolay sindirimi için özel enzimler içeren kanola çeşitleri bunlara örnektir. Gelecekte özellikle ikincil GM özellikleri içeren üretim verimleri, kaliteleri ile hastalık ve çevresel koşullarına dirençleri yüksek türlerin de ticari olarak üretilmeleri ve değişen iklim koşullarında sürdürülebilir tarıma katkı sunmaları beklenmektedir. Üretilen GM soya fasülyesi, mısır ve pamukta en yaygın çeşitler herbisit direnci ve böcek direnci özelliklerini içeren ya da her iki özelliğe de sahip olan çeşitlerdir. Genetik mühendisliği teknolojilerini etkin olarak kullanabilen ülkeler değişen dünya koşullarında tarımsal üretimin sürdürülebilirliği açısından avantajlı olacaklardır. KIRSAL KALKINMA VE TARIMIN GELECEĞI RAPORU - 2021
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=