MÜSİAD KIRSAL KALKINMA VE TARIMIN GELECEĞİ
366 SAYFA TARIMSAL INOVASYON VE GIRIŞIMCILIK Türkiye’nin Tarımsal Üretim Profili – Kısa Bir Özet Tarım, nüfusun beslenmesini sağlamanın yanı sıra milli gelire, istihdama, dış ticarete, tarıma dayalı ve tarıma bağlı sanayilere yaptığı katkıdan dolayı sosyal ve ekonomik açıdan stratejik öneme sahip bir sektör olarak kabul edilmektedir. Ülkemiz sahip olduğu potansiyelle belirgin şekilde önemli bir tarım ülkesidir. Söz konusu potansiyeli hedeflenen ölçütlere göre değerlendirebilmek için mevcut tarımsal yapının ve değişimin iyi analiz edilmesi sonucunda oluşturulmuş gerçekçi politikalara ihtiyaç duyulmaktadır. Doğal olarak, bu politikaların hedefi, gelecekte şekillenecek tarımsal üretim sistemini ülkesel bazda optimize etmekle ilgili olmalıdır. Ülkesel ölçekte kendi kendine yeterlilik ve küresel seviyede rekabet edebilir katma değeri yüksek ürünlerin pazarlanarak dış ticaretin olumlu etkilenmesine yönelik olarak ülkelerin, üretim kaynaklarını, mevcut durumları ve gelecekteki eğilimleri açısından, analiz etme zorunlulukları vardır. Türkiye, tarımsal üretim potansiyeli yüksek ve örneğin sulamaya (sulama ile verim arasında doğrusal bir ilişki bulunmaktadır) açılabilecek uygun tarım toprağına bağlı olarak; üretim çeşitliliği, miktarı ve verimi artırma potansiyeli bulunan bir ülkedir. Nitekim 11. Kalkınma Planı’nda 2023 yılına kadar 2 milyon hektar alanın sulamaya açılması hedeflenmektedir. Sulamaya açılan alan artışı ve buna bağlı üretim artışının neden olacağı çarpan etkisiyle örneğin istihdam olanakları, dolayısıyla ekonomik anlamda iyileşmelerin yaşanma olasılığı artmaktadır. Çağımızda bitkisel ve hayvansal üretimin miktar ve verimliliğinin insan emeğine bağımlılığı azalmıştır ve hızla azalmaya devam etmektedir. İnsan emeğine ihtiyaç göreceli olarak azalırken, birim üretim alanı veya materyalinden (hayvancılık ve su ürünleri) artan miktarda ürün elde edilmesi, üretim aşamalarında çeşitli inovasyonların üretime aktarılmasıyla mümkün olmuştur. Tarımla ilgili olarak ülkesel ve küresel ölçekte bu temel değişimler yaşanırken, asıl üzerinde politika üretilmesi gereken konu, Türkiye’nin tarımsal üretim potansiyelini artırarak sürdürmek ve bilimsel bulguların ışığında milli birikimimiz ile yenilikçi yaklaşımları, ticari uygulamalara ve refaha katkı aracına dönüştürmektir. Ülkemizde üretilen tarım ürünlerinin küresel değer zinciri içerisindeki miktarı ve kalitesi, dış ticaret dolayısıyla küresel rekabette avantaj elde etme hedeflerine dönük konu başlığı, ayrı bir başlık altında etraflıca incelenmesi gereken önemli bir konudur. Önemli bir bölümü ekonomi biliminin kapsamına giren, birçok diğer faktörün yanında, tarımsal üretimde yeni paradigmalara uyumun inovasyon ve girişimcilik temelinde başarısını etkileyen başlıca faktörler: • Yeni paradigmalar doğrultusunda ülkesel tarımsal üretim politikalarının oluşturulması (havza bazlı tarımsal üretim gibi), • Tarımsal girdilerin maliyeti ve süreç içerisindeki dalgalanmalar, • Tarımsal üretim kaynaklarının mevcut durumu, • Üretim kârlılığını yükseltebilmek için ölçek ekonomisinin teşkili (örneğin arazi toplulaştırması, kümelenme ve kooperatifleşme süreçleri) • Çevresel duyarlılık, • Değişen küresel iklim parametrelerine uyum şeklinde özetlenebilir. Başta toprak olmak üzere tarımsal üretim girdilerinin verimliliklerindeki azalma ve küresel iklim değişikliği baskısı altında sürdürülebilir bir tarımsal üretim Tarım 4.0 kapsamında ele alınan bir diğer önemli konudur. KIRSAL KALKINMA VE TARIMIN GELECEĞI RAPORU - 2021
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=