MÜSİAD KIRSAL KALKINMA VE TARIMIN GELECEĞİ

SAYFA 393 İ klim değişimi sürecinde tarım sektörü iç içe girmiş üç zorluğun üstesinden gelmesi gerekmektedir: • Küresel talebi karşılamak için tarımsal verimliliği sürdürülebilir şekilde artırmak; • İklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamak; • Atmosferdeki sera gazı birikiminin azaltılmasına katkıda bulunmak. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) bu amaca hizmet etmesi için İklime Duyarlı Tarım (İDT) (Climate Smart Agriculture-CSA) kavramını geliştirmiş ve desteklemiştir. Akdeniz iklim kuşağında yer alan ülkemizde, her 5-6 yılda bir hafif, 15-16 yılda bir şiddetli kuraklık yaşanmakta olup, iklim değişiminden de büyük ölçüde etkilenileceği tahmin edilmektedir. Son yıllarda daha sık yaşadığımız kuraklık, sel ve sıcak hava dalgaları bu öngörüyü doğrulamaktadır. Bu bölümde, İDT kavramı kapsamında iklim değişimi sürecinde sürdürülebilir kalkınmayı ve gıda güvenliğini sağlamak amacıyla Türkiye’de tarımın problemleri, tarım sektörünün iklim değişiminden nasıl etkileneceği, iklim değişimine karşı uyum ve esnekliğin artırılması ve iklim değişikliğinin önlenmesi ile ilgili konular ele alınmıştır. 1. Türkiye Tarımının Problemleri Türkiye İstatistik Kurumu 2020 verilerine göre toplam tarım alanımız 23.1 milyon ha olup, Türkiye’nin karasal alanının yüzde 30’una karşılık gelmektedir. Tarımın ülke ekonomisinde çok önemli bir yeri vardır. Toplam istihdamın yüzde 19.2’si, tüm ihracatın yüzde 3.1’i (5.32 milyar dolar) ve GSYİH’nin yüzde 6.5’i (47.35 milyar dolar) tarım sektörü tarafından karşılanmaktadır. Türkiye, 2008’den bu yana dünyanın en büyük sekiz tarım üreticisinden birisidir ancak verimliliğin sürdürülebilirliğini tehdit eden birçok problemle karşı karşıyadır. Akdeniz iklim kuşağında yer alan ülkemizde sık sık yaşanan kuraklıklar nedeniyle her geçen gün arazi bozunumu hızlanmakta, bitki örtüsü zayıflamakta, su kaynaklarımız azalmakta, erozyon ile toprak kaybı artmakta, biyoçeşitlilik azalmakta ve önemli gen kaynaklarımız kaybolmaktadır. Teknik ve ekonomik olarak 8.5 milyon ha sulanabilir tarım alanlarımızdan ancak 6.6 milyon ha sulanmaktadır. Sulamalar geleneksel sulama yöntemleriyle yapılmaktadır. Su kaynaklarımızın yaklaşık yüzde 75’ini kullanan tarım sektöründe su kayıpları yüzde 60’lara kadar varmaktadır. Su kayıpları en verimli sulu tarım alanlarımızda tuzluluk, taban suyu ve alkalilik problemi oluşturmaktadır. Tarım alanlarımızın 14.6 milyon ha’ında (yüzde 72’sinde) kuru tarım yapılmaktadır ve üretim, düzensiz veya yetersiz yağışlara bağlıdır. 2007 yılında yaşanan kuraklık sonucu tarım sektöründe meydana gelen yüzde 6.7 daralmanın, 2001 yılında yaşanan çok büyük ekonomik kriz nedeniyle meydana gelen yüzde 7.9’luk daralmaya yaklaşması, Türkiye tarımının kuraklığa karşı çok hassas ve kırılgan bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir (TÜİK, https:// www.tuik. gov.tr/ ). Verimli ve sulanan tarım alanları, başka kullanım alanlarına dönüştürülmesi nedeniyle küçülmektedir. İklim değişimi ve diğer küresel sosyoekonomik krizler gıda güvencesi nedeniyle tarımın önemini artırırken ülkemizde genç nüfusun tarıma olan ilgisi azalmaktadır. KIRSAL KALKINMA VE TARIMIN GELECEĞI RAPORU - 2021

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=